evet

şey bana geri zekalı dedi; ben durup dinleyim dedim; hani tüm günler geçip gidiyor ya; "lan bırak geçsin gitsin"; yok dedi, geçer gider de, sen yine de geri zekalısın, peki dedim, belki de haklıdır ama sırf konuşsun diye. "şuna bak" dedi baktım, "evet?" dedim, "e işte baktım?", "hadi" dedi beraber yanımıza çektik. güzelleştik çünkü demek ki ihtiyacımız varmış, yoksa yanımız şey'di, hani olur ya, bildiğin yan...
sonra itelim biraz, dedi, yuh ama sen nasıl meleksin dedim, biraz da sesli; "salak!" dedi bana, sen geri zekalısın, "oldu peki, ne yapalım?" sanıyor ki tüm hayatımız boyunca grant lee buffalo-fuzzy çalacak; olacak şey mi yahu?
gel beraber ağaçtan sarkan çocukluğumuza vuralım dedim, biraz artis'çe; sus bi dedi, "evet sop'lamamız lazım ağaca asıp!", ne çocukluğu be! iyi işte neyse artık dedim, gözüm bar'a kaydı; hadi git dedi iki bira kap gel. o an koştum belki bira için belki uzaklaşmak? sonuçta iki bira ile geldim mi? evet geldim yahu... "ağaçtan sarkan her şeye de vurulmuyormuş ha?" dedim, ağzım yüzüm şiddet; bildiğin muz likörü süt; ağaca sokayım sana bi'şey olmasın dedi ve ekledi: "ben yatmaya gidiyorum..."
biraz kendi kendime takıldım, içki de güzel, kendi kendime dedim ki, her şey olur... bir de eminim elbette: hiç bi' bok olmaz...
sabah omzuma dokundu; saçını gördüm, sen o değilsin dedim, "ben o olsam ne olacaktı ki, sen işte busun!" dedi. evet dedim, kalabalıkta omzum var falan hani yürü git geri zekalı neden ya siktir git lan duymuyor musun kid loco relaxin with cherry, "kim siker çeri sikik!"sonrası pis kötü aman uzak duralım.