Pazartesi Sendromu

Herşeyi engellenmiş, internete bile giremez, bir iş yapmak için oraya buraya, oradan başka yere, sonra ana sunucuya bağlanan, tekrar aynı yolu takip ederek aldığı yetki ile gelip binbir meşakatle bir dosya açabilen bu gariban cihazla herhalde çalışacak değilim. Bir süre önce karar verdim: hiçbir şey sinirimi bozamaz.

Madem bu cihazın, ya da aslında sistemi kuran çok uluslu (tabii içinde Türk de var) zihniyetin acelesi yok benim hiç olmamalı. Yarına kalsın işler, sonraki güne ondan sonrakine ve sonrakine.

Böylece hep bir meşguliyet, bir üretkenlik sanrısı, üstüne üstlük çok çalışmaktan şikayet etme hakkı. Yaşasın yalan işler!

Eh bu kadar üredik, uzun yaşamanın yolları arttı, bir de istedikçe istiyoruz, istediğimizi almak için legal illegal herşeyi yapıyoruz.

Yalan işler gerekli.

Oynayalım, Oyalanalım, kendimizi önemli zannedelim, kuşkularımız kuruntularımız olsun, gardımızı alalım, hatta saldıralım, duygusal gerilimler yaşayalım, cinsiyete göre de gözyaşları dökelimin karşılığında da otuz yıl önce 50 tane olup şimdi 5000 olan çeşitli pozisyonlar için (meslek diyemeyeceğim) para cinsinden belirlenmiş karşılığı aybaşı veya ayortasında neyse alıp en yeni en harika metalara koşalım.

Aldıkça çoşalım. Daha altı ay bile geçmeden yiyecek dışındakilerin tabii modası geçmiş olsun.

Yediğiniz şeylerin de ne enfes olduklarından sağda solda bahsetmeyi sakın unutmayın!

Modası geçmiş O t-shirtle o ayakkabıyla o mp3 çalarla o cep telefonuyla dışarı çıkamaz olalım.

Gözler var heryerde gözler.. Neyin var neyin yok görür onlar. Sen de görürsün.

"Lütfen TV izleyerek uyuşmayı unutmayın - mümkünse yerli dizileri tercih edin -"

City's'in bilmem neresinde bilmem ne var, oradan şeyettim ben bu şeyi. Yürü be kim tutar seni.

Hobilerin nerede? Nerede o canım kurslar? Beşinci bir dil, bilgisayarlı grafik, latin dansı, fotoğrafçılık falan? Cam-ahşap boyama, takı tasarımı, çikolata yapımı? Anüsünüzün kenar kaslarını geliştirmenizi sağlayacak yeni tembel sporları? Bunlar yoksa nasıl farklılaşacaksın başkalarından.

Nasıl ben buradayım diyebileceksin..

Ama ek mecralar da var elbette bebeğim. Yanında her daim bir kamera dolaştır dijitalinden. Orası burası o bu şu.. Oradayım buradayım onunlayım bununlayım, oh ne zevk sahibi, ne aktif ve popüler ne eğlenceliyim. Yalayın beni.. Tatmin olmak istiyorum.

Kendimden geçmek, huşu, quantum bilinç, osho osho, hiçlik, bir ben, tek ben, parçalar.. birleşicez ama bi gün..

Ben kimseyle birleşmek istemiyorum.

Hayvan olmak istiyorum.

Hayvaaaaannn.

Siz birleşin ben bi bakacağım ne çıkmış ortaya. Mmm beğenmedim. Ayrılın bi daha birleşin. Şu parça olmadı.

Midem bulanıyor kusacağım galiba. Ciddiyim. Bi dk.

0 y o r u m :: Pazartesi Sendromu

Yorum Gönder