günde 30 dakika

1 y o r u m
"kocaman bir kafan olduğu için mi ağlıyorsun ne saçma" dedim ve kafasına dokundum, parmağımın ucuyla. hayatımda ilk defa gördüğüm bir şeye dokunur gibi hissettim ama tüm içtenliğimle kaç tane olduğu sayılabilir saç tellerinin üzerinden kafasını okşuyormuş gibi bir hava yaratmaya çalıştım. bu çalışma aynen şöyle oldu: avucumun içini kafasının üzerine koydum ve gerçekten de kaç tane olduğu sayılabilir saç telleri üzerinden aşağıya, ensesine doğru kaydırdım elimi.
"ya bi' siktir git! seninle teselli bulacak değilim!" dedi.
"ne tesellisi aşkım" dedim, niye "aşkım" dedim ki, daşşak mı geçiyorum açıktan, eroin mi satıyorum, her türlü pislik bende mi? yarın öbür gün tüm kutsal değerlere beyaz puanlı kırmızı etekler giydirir, onları her yanı çatırdayan tahta sahnelere meme açmaya yollar mıyım? ben, yani ben, o derecede bir göt müyüm?
"daşşak geçme!" dedi.
"kocaman bir kafan olduğu için mi ağlıyorsun?" diye sordum tekrar, bu sefer ellerime hakim oldum, bir sigara yaktım, tüm ellerimle.
"yumurtaya kaş göz çizmişler gibi..." dedi, toprağa elindeki dal parçasıyla çarpı işareti çizdi.
"billur" dedim, pöff diye üfürerek sigaranın dumanını. bir yandan da sararmış dişlerimi göstererek sırıttım.
"lümpen lavuk" dedi bana.
"neyse," dedim.