KUTSAL KASE'NİN EREKSİYONİST BEKÇİLERİ

6.

Ağır, sarsak ve kafası önde sallanarak içeri girdiğinde, Tmumkg vaziyeti anlamak ve orada olan biten her şeyi öğrenmek için eski dostunun ağzını aramaya karar verdi. DJ masasından biraz öne doğru kaykıldı.

Yürürken dans eden insanlara tosluyor ve arada boş masalarda ki içkilere bakıyordu. O içkiler sahipsiz değillerdi elbette.

Şu sıcak yaz gününde bile, akşamları çok az bir serinlik oluyordu, bu adam sürekli siyah şeyler giyinmekten vazgeçmiyor diye düşündü Tmumkg. Hâlbuki onu birçok defalar uyarmıştı; renkli tişörtler al ki ben de giyebileyim; benimkilerle değişmeli giyeriz lan, demişti. Hiç laf dinler mi efendi! Ertesi gün bir koşu gitmiş ve ucuzundan üç-dört tane daha kısa kollu siyah tişört alıp gelmişti. Pişkin pişkin, işte bunları giyelim değişmeli olarak demiş ve çekmecesine özenle katlayıp diğer siyahların yanına yerleştirmişti.

Sopayla dövmek lazımdı bu adamı…

DJ masasının önünden geçerken uzanıp kolundan yakaladı. Zebulun bir an dengesini kaybeder gibi oldu ama hemen toparlanmayı da bildi. Kendisini yolundan kimin alıkoyduğunu öğrenmek için sertçe başını kaldırdı. Tmumkg’u görünce birden yumuşadı ve gevşedi hatta zevzekleşti.

Neler konuşuyorsunuz orada; muhabbet nasıl dönüyor olum, anlatsana lan!

Zebulun omuzlarını silkerek kızların oturduğu yöne doğru baktı.

Bilemiyorum… Özellikle bugün, algılarımda odaklanma problemi yaşıyorum galiba… İçimden çıkan her şey cıvık ve kokuşmuş bir halde saçılıyor etrafıma… Sanki… Çişim de var… Bilmiyorum.

Ne demekti ki şimdi bu. Anlaşılan orada hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Bu adama güvenerek ne ummuştu ki zaten, lanet olsun, sorduğuna soracağına pişman olmuştu. Bıraktı kolunu. Kızlardan tarafa baktı, hala oturuyorlardı masada. Ne bok yemişti peki bu adam. En iyi dostu iflah olmaz bir sosyapattı.

Yavaşça tuvalete doğru seğirten Zebulun, aklına bir şey takılmış gibi aniden geri döndü. Ufaktan sırıtıyordu.

Baksana… “One Of These Days” çalmanın bence tam sırası… Ne zaman çalarsın?

Belliydi, umursamıyordu. Tmumkg’un o sinirle burun deliklerinden saldığı nefesi önünde duran tablada ki külleri uçuşturdu. Karanlıkta uçuşan parlak pul taneleri gibi saçıldılar havaya.

Pink Floyd?

Ne var… Olmaz mı?

Güzelim… Bir siktirgit de işe!
(Devam eder...)

0 y o r u m :: KUTSAL KASE'NİN EREKSİYONİST BEKÇİLERİ

Yorum Gönder