KUTSAL KASE'NİN EREKSİYONİST BEKÇİLERİ

3.
Gece korkunç fakat harikulade görkemiyle ertesi günün ilk saatlerine evrilirken, bar kaldırabileceği doluluk kapasitesinin de bir miktar üstüne çıkmış ve oturabilecek boş bir masa bulmak neredeyse imkansız hale gelmişti.Çoğu müşteri elinde içkisiyle ayakta dolanıyor ve bir kısmı da müziğin ritmine uyarak oldukları yerde salınıp duruyorlardı.

Tmumkg için bu anlar kritik saatler anlamına geliyordu.İşine çok daha sıkı bir şekilde odaklanması ve çalacağı müziğin seçimini itinalı bir titizlilikle seçmesi gerekiyordu.Genellikle uyguladığı sistem: bar tam kapasitesine ulaştığı anda, tempoyu en üst seviyelere çıkarmak için giderek hızlanan müziğin etkisinden faydalanmak ve bu sayede artan coşkuyla birlikte mekanın kendisinden beklenen eğlence düsturunu layıkıyla yerine getirmekti.Bu tempoyu yakaladığı anda mekanın coşkusunu köreltebilecek uygunsuz bir şarkı, tüm geceyi mahvetmek anlamına geliyordu.Zaten bu tür bir yanlış barı dolduran o adrenalin bağımlısı kalabalığın geldikleri hızda mekanı terketmeleri sonucunu doğururdu ki, Tmumkg için bu türden bir terkedilme vakası kariyeri açısından mahfolması demekti; elbette bir de Zebulun’un masasına gelecek hesap konusunda ona verdiği güvence sözü vardı …

Bu geceye ait yevmiyesini biraz da hiç kaçarı olmadığı anlayışıyla, sonuna kadar hak etme motivasyonu ve cebinde ki az parası ve geriye kalan birkaç sigarasıyla Tmumkg, CD çalarda DJ. Shadow parçaları döndürürken bir yandan da tempoyu çıldırtıcı seviyelere çekecek şarkıların seçimlerini yapıyor ve bunun için kafasında belirlediği şarkı sıralamasını dikkatle takip ediyordu.Aklında biraz sonra U.N.C.L.E ın şarkılarından bir tanesini çalmak vardı ve hemen ardından da Chemical Brothers’dan belki “Galvanize” ya da “ Believe”.

Hiç şüphesiz şu anda tüm dikkatini işine vermişti ama gözleri hiçbir zaman çevrede dolaşan veya elinde içkisiyle ayakta dikilip yavaşça dans eden o güzelim kızların üzerinden ayrılmamıştı.İçlerinden herhangi birinin kendisini süzüyor olması ihtimali, aklınca çok muhtemeldi.Bir radar gibi etrafı kolaçan etti.Birasından ufak bir yudum aldı.Eliyle saçlarını geriye doğru şöyle bir harmanladı.Canım, seksi davranması gerekmiyordu ki; o zaten seksiydi.Buna inancı tamdı ve asla çürütülemezdi.Bu sırada gözleri Zebulun’a ve onun yanına oturttuğu Sibel ve Duygu’nun olduğu masaya takıldı.Doğruyu yaptığından şüphesi vardı ama malesef artık çok geçti.Çekiniyordu çünkü, adamın ne zaman, ne bok yiyeceği hiç belli olmuyordu.Onu yıllardır çok yakından tanırdı ve diline hakim olamayıp, defalarca kez bir sepet incirin içine ettiğine de çok şahit olmuştu.

Biraz onları izledi.Galiba herşey yolunda diye düşündü.Zebulun ellerini tuhaf şekllere sokarak kızların yüzüne doğru sallıyor ve bir şeyler anlatıyordu.Doğrusunu söylemek gerekirse kızlarda ona karşı ilgili görünüyorlardı; yüzlerinde ki şaşkınlık ve merak ifadeleri bunun bir işaretiyse eğer, şimdilik endişe edecek bir şey yok demekti.Susmayıp konuşması da olumlu bir gelişme lan, diye düşünen Tmumkg; yeniden dikkatinin önemli bir kısmını önündeki işine, arda kalan yadsınamayacak kısmını da, ileriki saatler için azgın bir hevesle arzuladığı, şüphesiz önüyle yapacağı işe odakladı.
(Devam Edecek)

0 y o r u m :: KUTSAL KASE'NİN EREKSİYONİST BEKÇİLERİ

Yorum Gönder