İÇBÜKEY YAN(IL)sıMA (2/5)

birinci bölüm burada
ikinci bölüm burada başladı

donup kalmıştım; gerçekti ve ancak bu kadar güzel anlatıla bilinirdi …

o adamın morarmış, patlamış, kan sızan ağzından söyledikleri görülmek istenmeyen fakat ne kadar yadsınsa da bilinen bazı somut şeyleri gözümün tam da önüne getirip koyuvermişti …

bir boku göremesek de burnumuza gelen keskin, iğrenç kesif kokusu sayesinde yakınımızda bir yerde olduğunu bilir ve bu kokunun bir boka ait olduğunu kafamızda hiç zorlanmadan tasarlayabiliriz!

aşkın da bedenimize yerleşmeden önce bir bokun bünyede tetiklediği zihinsel refleksin bir benzeri yöntemi seçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim!

Her neyse …

Bu cümleler olağanüstüydü … vaat ettiği mantıksal çıkarımı rahatlıkla yapıyor ve sana ( işte bu; gerisi ve ötesi ) diyordu … matematiksel bir dönüşüm! ”

“ ama yine de seni tatmin etmedi değil mi? ”

çerçevemi kıracak gibi güçlü sıktı beni; parmaklarını gevşetmeden devam etti…

“ hayır! ha ha ha ha … maalesef hayır! ”

şimdiye dek kahkaha attığını hiç görmemiştim!

“ … beni çok etkilemişti ama yine de … bir şeyler eksikti; basite indirgenmişti ama zaten bu yüzden çarpıcıydı!

soyut bir olguyu(aşkı) kolaylıkla anlaşılır, hissedilir bir şeye dönüştürüyordu ki bu duygu beni biraz rahatsız etti … aşk bu kadar kolay dönüşebilen bir şey olamazdı; benim anlayışıma göre aşk bu değildi …

başlangıçta ki tanım çok doğruydu ve tamamı ile aşkın uçuk mantığını açıklıyordu:

… kişi aşık olduğunda … onu benliğine alır ama bir yandan da kendini onun benliğine gönderir … artık o, iki kişidir ama bu, bir artı bir demek değildir; iki kişinin tek kişi
olmasıdır …

hiçbir itirazım yok! ha ha … her kelimesine yürekten katılıyorum! işte aşkın tam olarak asla değiştirilemez ve ‘mantığa gelmez büyülü matematikselliğinin’ dışında, yani bütünü oluşturan genel mantığın haricinde … tek içsel illüzyonsuz matematiğini barındıran çekirdekteki mantığının en sade açıklaması …

aşkın içinde barındırdığı bu iki mantığı, bence mutlaka birbirinden ayıklamak gerekir.çünkü aşkın içsel mantığının bünyesinde hiçbir koşul ve geri dönüş yoktur … benlik sadece teslim edilir ve ayrışma tamamlandıktan sonra benliğin dönüşümü başlar!

benim itirazım ise … sonraki muhtemel aşamada dayatılan çözüme: birbirinden mahrum bırakılan iki kişinin, yaşadığı bu açmazdan kurtulmalarının tek yolunun ‘aşkın mantığa gelmez büyülü matematikselliğinden gerçek dünyanın mantıkla işleyen matematiğine geçmek’ olarak gösterilmesi … ulaşılması zorunlu tek hedef olarak belirtilmesi …

üzgünüm ama; aşkı bu kadar kutsadıktan sonra bu dönüşümün mümkün olacağını hiç sanmıyorum … hele ki paragrafın başında da yazıldığı gibi ‘gerçek bir aşk söz konusuysa …

aşkın kendi içsel mantığında geri dönüşümün olmadığını biliyorsak, benliğin hiçbir koşulda tekrar bölünmesinin veya koparılmasının da mümkün olamayacağını bilmeliyiz … çünkü, bu spiralin merkezinde benliğin koşulsuz teslimiyeti barınır.

demek istediğim: artık iki kişi tek bir benlikte bütünleşmişse … daha basit anlatımla; benlik bir diğer benliği özümsemişse, birbirinden mahrum bırakılan iki(tek) kişi ne olursa olsun özümsediği bir diğer benliği içinden kopartamaz, ayrıştıramaz, kendi özüne dönemez.çünkü özünü oluşturan benlik diğer benlik tarafından özümsenmiştir: iki aslında bir(tek) olmuştur … ikiden(birden) bir çıktı … sıfır, gibi bir mantık bu bağlamda kabul edilemez!çünkü bütünden(birden) çıkarılacak bir yoktur … olmayan şeyi ise çıkartmak imkansızdır.

dolayısı ile, tek parça(bir) kalabilip de, gerçek dünyanın mantıkla işleyen matematiğine geçmeyi başarabilmek de son derece mantıksızdır … aşkın illüzyonsuz matematiğini barındıran içsel mantığı, tek parça(bir) kalabilmeyi kabul etmez!

yıkım, kaçınılmaz tek sonuçtur: bunun biçimlendirilmesi ise o bünyenin karakteristik özelliklerine bağlıdır. ”

“ evet … bu sonuç, neden benim konuşabildiğimi de bir (biçimde) açıklamış oluyor …

öyleyse, anlatılamayan şeyler belki de yazılmayı hak eden şeyler olsa da yine de bu şeylerin anlamını doğru bir düşünceyle verebilme garantisi yok! yani ister yazıyla, isterse ağızdan dökülen sözcüklerle olsun fark etmiyor değil mi Hezekel? ”

(Devam Edecek)

0 y o r u m :: İÇBÜKEY YAN(IL)sıMA (2/5)

Yorum Gönder