(kağıtlara yazmak gerek)

sanki çiçeklerin kokusu geliyor da ben hiç etkilenmedim neden sersemce dolanmıyorduk da öylece dikiliyorduk hayatımızın yol kenarına kim dur levhası çak! kurtçukların kokusu sürünüyor; sırf artiz'lik ama başka bir şey değil! koku sürünür mü ulan? kadınlar severler koku sürünmeyi; hepsi de daha yeni ölmüşler gibi sanki bir hüzünlüler bir hüzünlüler bir hüzünlüler hüzün bir ifade şekli ama bir işaretleşme mi bilmek ister misin diye baka çıka büyük rezalet doğrusu!
büyük rezaletimi de almış yanına inanabiliyor musun!

"seni duyamıyorum?"

duymam olanaklı değil artık hiçbir zaman olduğu gibi kulaksızım ben sadece ağız! nefes borusuna çivi çakıp resmini astım; güzel niyetli sözlerimin bir kısmı ona takılıp, ta çıkıyor dışkabuğa oradan aptal suratına çünkü hep beni bir şeylere bağlamaya yelteniyorsun neden yapıyorsun bunu ben seni hiç anlamaya çalışmadım mı sandıydın. tüh!

"eee?"
"kim ne dedi sana?"
"kim ne dedi ya?"
"hadi anlat be!"

neden aptallaştın diye yaklaşınca yanıma sensin orospu diye bağırdım kendimi kaybetmiş yüzünü tokatlıyordum ama çay hazır dedi çiçekleri sulayıp hemen otobüse atladım çünkü birazcık üstüm başım kirlenince sigaramdan kocaman bir şeye hamileyim anlıyor musun onunla bir arada olamam bir dakika bile geçmeden güneş battı arkasından atladım ama ruju dudağıma bulaşmış sandı ne büyük yalan oysa sadece kırmızı anahtarlığı sallarken düşen çantayı almayı unutmuştum o da şey yüzünden hani olur ya belki biraz daha yürümeliyim diyecekti ki kibrit bitti ben de ağladım başımı omzuna koyup dişlerimi gösterdim aptal aptal sırıttı

0 y o r u m :: (kağıtlara yazmak gerek)

Yorum Gönder