Acı Biber

Bu yazı deneysel bir gözlem yazısı olmakla birlikte,iç dünyama bir nebze de olsa ışık tutuyor olabilir.

7 mart 2009 akşamı çok değerli biriyle birlikte istiklal caddesindeki şampiyon kokoreç'e kokoreç yemeye gittim.Biraz kahramanlık taslamak biraz da acıya dayanıklı olduğum yönündeki inancımı tazelemek amacıyla ikimizin arasında duran küçük yeşil biberleri tırtıklamaya başladım.Ne var ki,bir süre yedikten sonra eski tecrübelerimin aksine hafiften zorlanmaya başladım.Kokorecimin yarısına geldiğimde çok iyi zaman geçiriyor olduğumdan ötürü biberin tamamını birden ağzıma attığımı farketmemişim.Ne de farketmişim ki yanlamasına,hepsini birden ısırdığımı.Ancak,farkettiğim bir şey vardı,biberin acı kabuğunun dişlerimin arasında soyulurken her yöne fışkıran çekirdekleri ve suyu!Bir an için dayanabileceğimi düşündüm,yanılmışım...Kusmak istedim,acı boğazımı tıkıyordu.Biberin kalın kabuklarını peçetemin içine tükürdüm.Durumu bozuntuya vermemeye çalışıyordum ama elimde değildi.Acı içinde kıvranmaktan kendimi alıkoyamıyordum.Bütün vücudum kasıldı.Acının etkisi dudaklarıma,gırtlağıma,çeneme yayılıyordu.En sonunda kulaklarıma vardığına yemin edebilirim.Birkaç dakika geçti ve artık sözkonusu bölgelerimi hissedemiyordum.Dudaklarımda da bir karıncalanma başlamıştı.Şokun etkisiyle başım döndü,kendimi çok yorgun hissettim.Kokoreççiden ayrıldık.Dudağımın kenarında sos kaldığı söylendi ve sırıtıttım.Gecenin geri kalanı acısızdı...

0 y o r u m :: Acı Biber

Yorum Gönder