Sevmek Güvenmeyi Gerektirir mi?

Bence gerektirmez. Sevmek ile birinin köpeği olmak farklı şeylerdir. Köpekler en iyi dostumuzdur, köpekler, hayvanlar arasından en çok bize güvenirler... Birine onu sevdiğinizi söylediğiniz anda, üzerinizde hakimiyet kurmaya başlar. 'Beni seviyor.' demesi onun için, 'bana ihtiyacı var, bana mahkum, bana mecbur, bana zorunlu' gibi ifadelere denk gelir. Dolayısıyla insanlar birbirini sevdikelri halde bunu belirtmekten kaçınırlar, birbirlerinin gözlerinin içine bile bakamazlar çünkü bu davranışları belli durumlarda 'seni seviyorum' demek olabilir. Kimse kimseye onu/onları sevdiğini söylemediği için de, onların bunu bilmesinin mümkün olmayışından da, sevgisiz bir dünya kaldı elimizde. Gördüğünüz üzere bu bir kısır döngüdür, şimdi kırmak için neler yapılabilir ona bakalım.

Öncelikle bireylerin sevilmeyi beklememeleri gerek. İnsan sevilmek istedikçe sevmeyi unutur. Sevilmediği için ölüp ölüp dirilir. Diğerleri de ondan iyi halde olmadıklarından, topluca acı çeker bunlar. Ama bir tanesi çıkıp da demez ki; seviyorum diye... Seven yoksa sevilen de yoktur. Sadece 20 yıldır buralardayım ve tonla mucize gördüm, mucizeler her yerde gerçekleşiyor, bir zahmet birilerinin kıçını kıpırdatıp 'evet, bu da olabilir, neden olmasın?' demesi gerek sadece. Biz kendimizi kısıtladıkça, potansiyelimiz de toza dönüşür her geçen gün. Ve artık başladığımızdan da gerisinde bulursak kendimizi hayatın, bir daha kafa yorup da düzlüğe çıkma şansımız kalmaz. 'içi geçmiş' bu vaziyetteki kişileri tasvir etmek için hayli uygun bir sıfattır. İçleri geçip gitmiştir onların, içlerinden, farketmemişlerdir bile, çünkü pek meşguldürler onları sevecek birini aramakla. Vah zavallılar... Acımıyorum ama acınacak haldeler.

Güven sorunu... Güven'i geçtim, sorun nedir? Neden sürekli sorun yaratıyorsunuz? Ben sokakta yürürken sorunlar görmüyorum öyle iki bacaklı, mini etekli, file çoraplı, kırıtarak üstüme çıkacakmışcasına bir topuğunu ötekinin önüne atan. Siz gördünüz mü?.. Yaratmazsan olmaz. Biz yaratmasaydık bilgisayar da olmacaycaktı. Münasip bir yerine ampül kaçtı diye kaşınmaktan yaratmadılar ya onu da, küçük dili kaşındı diye yere tükürenler misali. Sen yaptığın için var o dert, yapma. Dövüyorlar mı üzülmedin diye? Somurtmadın diye memeuçlarına mandallar mı takıyorlar? Herkesin başı eğikken, dik durup güneşe baktın diye rüyalarında mı kovalıyorlar hazır-yemek yemekten şişmiş kıçını? Hayır... O zaman, çeneni kapa, ve bir daha açtığında -kendi iyiliğin için- acınası hıçkırıklarının garibanlığı değil, belki inci gibi, belki sigaradan sararmış, belki de doğuştan çarpık, ama hala hayatta olduğun için duyduğun mutlulukla kıvrılan dudaklarının ardındaki dişlerin olsun görünen.

(xoxo yapayım ben de hahah, bunu okuyanlar zeki tipler zaten ama belki ihtiyacı olan birilerine yollarlar!)

0 y o r u m :: Sevmek Güvenmeyi Gerektirir mi?

Yorum Gönder