güzel renkler

koltuğuna oturdu ve önünde duran cisme baktı. gördüğü kocaman bir kaya parçasıydı ve salonun ortasında duruyordu. kahvesinden bir yudum aldı ve kayaya bakmaya devam etti.

gece boyunca uyuyamamıştı. kısa süren düşlerinden bir tanesini bile hatırlayamıyordu.

çalan telefona kaydı bakışları. her kimse altıncı kez çaldırdığı halde vazgeçmemişti. ahizeye uzandı.

“efendim?”

ahizeyi yerine koydu ve bir sigara yaktı. kaya parçasına takıldı yine gözleri. neredeyse kendisinin yarısı kadar, üzeri yosunlu bu cisme dokunmak istiyor ancak cesaret edemiyordu.

eve gelen arkadaşıyla kayayı unufak ettiler. içinden bir şey çıkmamıştı. çekiçleri bir kenara atıp salonun ortasındaki yığını poşetlere doldurup dışarı taşıdılar. yorucu bir işti. kocaman bir kayayı parçalamışlardı.

akşam içkilerini içerken cismin nereden gelmiş olabileceğine dair öyküler uydurdular. sonra arkadaşı gitti ve o içmeye devam etti.

gece boyunca uyuyamadı ve hatırlamayacağı düşler gördü.

sokağın gürültüsüyle uyandı; yatağından çıktı; salonun ortasında kendine bakmakta olan zebrayı gördü ve mutfağa girdi. su ısıtıp kahve yaptı. elinde fincan salona geçti, bir koltuğa oturdu ve önünde duran hayvanı inceledi. zebra, pis kokusuyla öylece duruyordu. kahvesinden bir yudum aldı ve hayvana bakmaya devam etti.

0 y o r u m :: güzel renkler

Yorum Gönder